NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
8 - (1930) حدثنا
هناد بن
السري. حدثنا
ابن المبارك
عن حيوة بن
شريح. قال:
سمعت ربيعة بن
يزيد الدمشقي
يقول: أخبرني
أبو إدريس،
عائذ الله
قال: سمعت أبا
ثعلبة الخشني
يقول: أتيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقلت: يا
رسول الله!
إنا بأرض قوم
من أهل
الكتاب. نأكل
في آنيتهم.
وأرض صيد أصيد
بقوسي، وأصيد
بكلبي المعلم.
أو بكلبي الذي
ليس بمعلم.
فأخبرني ما
الذي يحل لنا
من ذلك؟ قال
(أما ما ذكرت
أنكم بأرض قوم
من أهل
الكتاب،
تأكلون في
آنيتهم. فإن
وجدتم غير
آنيتهم، فلا
تأكلوا فيها.
وإن لم تجدوا،
فاغسلوها ثم
كلوا فيها.
وأما ما ذكرت
أنك بأرض صيد،
فما أصبت
بقوسك فاذكر
اسم الله ثم
كل. وما أصبت
بكلبك المعلم
فاذكر اسم الله
ثم كل. وما
أصبت بكلبك
الذي ليس
بمعلم فأدركت
ذكاته، فكل).
{8}
Bize Hennad b. Seriyy
rivayet etti. (Dediki): Bize ibnû Mübarek, Hayve b. Şureyh'dan rivayet etti.
(Demiki): Ben Rabîa b. Yeriz ed-Dimeşkî'yi şunu söylerken işittim: Bana Ebû
idris Âizullah haber verdi. (Dediki): Ebû Sa'lebete'l-Huşeni'yî şöyle derken
işittim:
— Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ya Resûlellah! Biz ehli kitap bir kavmin
toprağındayız. Onların kaplarından yiyoruz. Bir de av yerindeyiz, yayımla
avlanıyorum, öğretilmemiş köpeğimle de avlanıyorum. Binaenaleyh bundan bize
neyin helal olduğunu bana haber ver. dedim.
«Söylediğin ehli kitap
bîr kavmin toprağında bulunuşunuz, kaplarından yemeniz meselesi (nin cevabı)
şudur. Başkasını bulursanız onların kaplarından yemeyin! bulamazsanız o kapları
yıkayın sonra onlardan yeyîn. Zikrettiğin av yerinde bulunman meselesine
gelince: Yayınla elde ettiğin avı üzerine besmele çek sonra ye ! Öğretilmiş
köpeğinle elde ettiğin ava dahi besmele çek sonra ye. Öğretilmemiş köpeğinle
elde ettiğin ve kesmeye yetiştiğin avı da ye!» buyurdular.
(1930) - وحدثني
أبو الطاهر.
أخبرنا ابن
وهب. ح وحدثني
زهير بن حرب. حدثنا
المقرئ.
كلاهما عن
حيوة، بهذا
الإسناد، نحو
حديث ابن
المبارك. غير
أن حديث ابن
وهب لم يذكر
فيه: صيد
القوس.
{…}
Bana Ebû't-Tâhir de
rivayet etti. (Dediki): Bize ibnü Vehb haber verdi. H.
Bana Züheyr b. Harb dahi
rivayet etti. (Dediki): Bize El-Mukrl rivayet etti. Her iki ravi Hayve'den bu
isnadla ibnü Mübarek'in hadisi gibi rivayette bulunmuşlardır. Şu kadar varki
İbnû Vehb hadîsinde yay avını zikretmemiştir.
izah:
Bu hadisi Buhârî
«Zebaih» bahsinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî ve ibnû Mâce «Kitâbu's-Sayd»'da; Tirmizî
«Siyer» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.
Hz. Ebû Sa'lebe «Bize
ehli kitap bir kavmin toprağındayrz» sözüyle Şam'ı kastetmiştir. Arab
kabilelerinden bazıları Şam'a yerleşmiş ve Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi,
Gassân ve Huzâa kabileleri bunlardandır. Ebû Sa'lebe (Radiyallahû anh) iki
mes'ele sormuştur. Bunlardan birincisi ehli kitabın kaplarından yeyip içmenin
helâl olup olmadığıdır. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buna:
«Başkasını bulursanız
onların kaplarından yemeyin! bulamazsanız onları yikayın da öyle yiyin» diye
cevab vermiştir. Bu tafsilât başka kab buldukları zaman ehli kitabın kaplarını
kullanmanın mekruh olmasını iktiza eder. Halbuki fukaha ehli kitabın kaplarından
başkası bulunsun bulunmasın yıkamak şartıyle bu kaplardan yeyip içmenin
kerahetsiz caiz olduğunu söylemişlerdir. Bu mes'elenin cevabı şudur:
Yasaklanmadan murad içerisinde domuz eti pişirilen kaplarla şarap kaplarıdır.
Bunlar yıkandığı halde kullanılmasının yasak edilmesi iğrençliğinden ve pislik
konmak için hazırlanmış olduklarmdandır. Fukahanın muradı ise, küffârın
ekseriyetle necasette kullanmadıkları kaplarıdır.
Bu meseleyi Allâme Aynî
şöyle tahkik etmiştir: «Ebû Sa'lebe hadîsinde zahir asla tercih edilmiştir.
Çünkü esas ehli kitap ile mecûsilerin kaplarının temiz olmasıdır. Bununla
beraber başkası bulunmazsa bu kapları yıkayarak kullanmak emir buyurulmuştur.
Doğrusu şudur ki; pis olduğu tahakkuk edinceye kadar hüküm asla göre verilir.
Hadise cevap vermeye ondan sonra ihtiyaç messeder. Hadîse iki cevap
verilmiştir:
1-Yıkama emri ihtiyat
içindir. Yani yıkamak müstehabdır.
2- Hadisden murad
kapların pis olduğu muhakkak, bulunduğuna göredir. Ebû Dâvud'un rivayetinde:
«Biz ehli kitab ile komşu yaşıyoruz. Onlar tencerelerinde domuz pişiriyor,
kaplarından şarap içiyorlar.» buyurulmasıda buna delalet eder. Bunun üzerine
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Başkasını bulursanız
onların kaplarından yiyip içmeyin bulamazsanız su ile yıkayın ondan sonra yiyip
için» buyurmuştur.
ikinci mesele: Yayla ve
Öğretilmiş yahut Öğretilmemiş köpekle avlanmadır.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in bu suale verdiği cevapdan şu hükümler çıkarılmıştır.
1- Üzerine besmele
çekmek şartıyîe yayla avlanmak caizdir.
2- Besmele şarttır.
3- Köpeğin öğretilmiş
olması lâzımdır. Bu köpeğin getirdiği avın yenmesi için köpeği salarken üzerine
besmele çekmek şarttır. Öğretilmemiş köpeğin getirdiği av diri olarak ele
geçerde kesilirse yenir. Aksi taktirde yenmez.
4- Hadisi Şerifde köpek
mutlak zikredilmiştir. Binaenaleyh beyaz siyah vs. her renkdeki köpeğe şâmildir. imam Ahmed kara köpekle
öğretilmiş bile olsa avlanmak caiz değildir demiştir. Hadisi şerif onun
aleyhine delildir.
5- Köpekle avcılıkta
iki şart dermeyan edilmiştir. Biri köpeğin öğretilmiş oiması diğeri besmele.
Binaenaleyh bir kimse öğretilmemiş köpeği ava salsa yahut öğretilmiş köpeği
besmelesiz gönderse yahut kendinin salmadığı bir köpek ona av getirse bu avlar
ancak kesilmek suretiyle helal olur.